30 Kasım 2014 Pazar

Yalnızlık...

     Bazen fark ediyorum da, evimi ya da herhangi bir işimi gözüm kapalı emanet edebileceğim kimse yok.

     ''Arkadaşım benim acelem var al evin anahtarını şunları şunları yap'' dediğimde o zahmete girecek kimsem yok.

     ''Şu işim halledilecek ama zamanım yok başka işler de var yetişmesi gereken, ellerinden öper al sana iş'' diyebileceğim kimse yok.

     Hastalandığımda ya da sırf can sıkıntım nedeniyle ''ya arkadaşım gelsen de bana bir çorba yapsan çok makbule geçer'' diyebileceğim biri yok.

     ''Çayı koy geliyorum yarım saate kadar'' diyebileceğim, çat kapı misafiri olabileceğim ve bundan rahatsız olmayacağına emin olduğum kimse de yok.

     Sıkıldığımda, hastalandığımda, çaysadığımda, bunaldığımda etrafımda hiç kimse yok. elbette etrafımda birileri var. Ama bu şekilde yüzgöz olabileceğim, açık tabirle yerine göre işi yüzsüzlüğe vardırabileceğim, sırf samimiyetten ve karşılıklı güvenin rahatlığı nedeniyle emrivaki cümleler kurabileceğim, kelimelerimi seçmek zorunda olmadan da konuşup anlaşabileceğim bir ''dost'' yok.

     Funda vardı, o da yakınımda değil artık. Böyle başka dostlarım da var ama onlar da hep uzaklardalar.

     Geyik muhabbeti yapmaksa olay, herkes hazır. Dertleşmekse sadece alışverişiniz, kendisine dokunmadığı sürece herkes dert de dinler. Önceden haberli ve müsaade alınmış bir buluşma zaten herkesle yapılabilir. Böyle arkadaşlarım var ama  etrafımda. Onların da haklarını yiyemem, yememeliyim. Ya bu kadarı da olmasaydı?

     Ama insan ''dost'' arıyor. Kişinin hayatındaki yalnızlığı gerçek manada sadece onlar alıyorlar. Diğerleri yarayı sadece üflüyorlar, nefeslerini kestiklerinde can yanmaya devam ediyor. Dostlar ise yaraya merhem oluyorlar.

5 yorum:

  1. Hayat boyu en büyük korkum yalnız kalmak oldu belki de ve son 2-3 yıldır hep yalnızlıkla sınandım hala da sınanıyorum. Ne zaman bu sınavdan geçerim ya da geçer miyim bilmiyorum. Bu bilinmezlik öyle korkutucu ki kötü manasında değil gerçekten korku sarıyor tüm ruhumu. Geçecek mi geçer mi bilmiyorum. Ama diyorum vardır Allah'ın bir düşündüğü, bir planı. Hangi üzüntü hangi mutsuzluk geçmedi ki değil mi diyorum? Bunların hepsi yalnız kalınca geliyor aklıma. Saçmaladım değil mi?..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. asla saçmalamamışsınız. bunlar sizin hisleriniz. insan korktuğu şeyle sınanır. inşallah bu imtihanı alnınızın akıyla geçin, Rabbim size ne güzel kapılar açacaktır. dua ve sabır sadece...

      Sil
  2. Size Yazdığım ilk mesajdan sonra tam bir yıl geçmiş. Ve ben sınavı verdim, Korktuğum şey olmadı, sınandığım, çok zorlandığım, artık dipteyim dediğim tam dipteyken çıktığım, sonra daha da dibe saplandığım herşey bitti. Anlatsam roman olurdu o ayrı:) Hem de sonu çok güzel, çok mutlu bir şekilde nihayete erdi. Aklıma geldiniz yazmak istedim. instagramdan da takibe aldım sizi. Herşey geçiyor, izi kalıyor ama kalmıyor değil ama zamanla daha silikleşiyor emin olun. Ama siz zaten bunu biliyorsunuz...

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel olmuş sınavınızı vermeniz ve güzel bir sonla karşılaşmanız. Dipteyim deyip ümidi kesmemeli hayattan. Sevindim sizin adınıza, umarım dipteyim deyip hayattan ümidini kesen başkalarına da örnek olursunuz. Şimdi kendinizi Mutlu olarak tanımlıyorsunuz profilinizde, buna gerçekten sevindim. Aklınıza geldiğime sevindim. Hatta sevinmekle kalmadım çok çok Mutlu oldum. Neşe kattınız bana inanın. Elbette bu deneyimi ben de yaşadım yani her şeyin geçtiği, izi kalsana

    YanıtlaSil
  4. Keşke umutsuzluğunun sonunda aydınlığa çıkan herkes, mutsuz olanlara; bitecek bunlar, umut et yeter ki dese. Hepsi geçecek emin ol, herşeyin nedeni var olmuşa üzülme önüne bak dese. Insan mutsuzken inanmaya öyle Muhtaç ki. Mustafa Ulusoydu sanırım bi kitabında der ki; Allah insana dayanabileceği kadar sıkıntı verdi ama insanoğlu binlercesini kurguladı. Daha çok umut etmek dileğiyle, sevgiler:)

    YanıtlaSil