15 Temmuz 2014 Salı

Gidenin arkasından

Funda gitti bir kaç gün önce.
Ve ben özledim şimdiden.
Yalnız kaldım.
Ortada kaldım ya hu! :)

Normalde bir hafta on gün boyu görüşmediğimiz zamanlar da olmuştu daha önce ama o zamanlar pek özlemezdim. Neredeyse 5 adım ötedeki karşı dairemde ve bir zil uzaklığındaydı ya, özlenecek bir durum yoktu.
Şimdi özledim.

Ne büyük bir nimetmiş ''bi ' kahveye geliyorum kapıyı aç'' diyebileceğin birinin olması.
Geçen gün yemek yaparken de farkettim ne büyük bir nimetmiş ''şehriyen var mı?''
''15465478932218454523413463 numaralı ipin var mı?'' diyebileceğin birinin olması.
Patates soğan şehriye deyince çıkarçı ya da bunlar üstüne kurulu bir dostlukmuş gibi gelebilir.
Ama hayıııııııııırrrrrrrrrrrr! :)
Buradaki mesele patates şehriye soğan ya da her lazım olduğunda birini bulabilmek olayı değil.
Buradaki mesele, bu yönde olabileceğin kadar çok yüzsüz olabildiğin biri olması. O derece bir dostluk olması.
Yüzsüzlük, paylaşım, nazının geçmesi, arada ayıp kalmaması vs...
Şöyle ki, kayınvalidem 1 yıldır üst katımda olmasına rağmen ben yinede hep Funda'ya gittim :)

neyse işte, böyle bir güzellikten oldum ya ben la! (ankara ağzı)

Dün kahveye gidesim geldi Funda'ya. Dediğim gibi şehriye de bitti geçen gün. Bu akşam da  yalnızım mesela, olaydı da biraz dedikodu yapaydık iyi olurdu. 

Ben bi' arayayım onu bakalım ne yapmış? :)

Alooooooooooooooooooo!

sonuç: gülerek açılıp ağlayarak kapanan telefon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder