1 Ağustos 2017 Salı

tutamıyorum zamanı

Bir pazar günü annem dışarı çıktı. Eve döndüğünde yanında bir akrabamız ve meşhur Şakire ebe vardı. Benim dışarı çıkıp oynamamı söylediler. Bahçeye indim, hava kapalı. Kimse yok dışarda. Oturdum bahçede. Bana daha öncesinde kardeşimin doğumuyla ilgili, balkona bir melek gelecek ve bize kardeşini verecek demişlerdi. Balkonu izlemeye koyuldum. Gelen giden olmadı. Çünkü biz melekleri göremezdik. Yağmur çiselemeye başladı. Ama senelerce, yağmurun sadece bizim bahçeye yağdığını anımsayacak ve bunu iddia edecektim. Benim için büyülü bir andı çünkü ve büyülü anlarda böyle enstantaneler olurdu. Uydurmuyordum, gerçekten algım o an bu yöndeydi ve bana sadece bizim bahçeye yağmış gibi gelmişti. Eve çıktığımda beni oturma odasına aldılar. Kapıdan girince hemen sağdaki kanepeye oturttular ve kucağıma beyaz kundağa sarılı patates kafalı bir bebek verdiler. 7 yaşındaydım.
.

Kardeşlerimle daha çok vakit geçirmek isterdim. Daha çok anım olsun isterdim. Daha dolu dolu yaşamış olmak ve sadece güzel anılarla doldurmak isterdim kalbimi, zihnimi... ama insan bilmiyor. Çocukluğun bulandırdığı zihin, kardeşliği dolu dolu yaşamaya izin vermeyebiliyor. Kardeş kıskançlıkları, rekabet, bilinçsiz ebeveynlik, hayat şartları, kader, kısmet... bir şeyler aralara setler çekiyor, duvarlar örüyor.
.

Küçükken ömer beni çok severdi. Hala iyi aramız, hala sever elbette. Hem de çok. İşte, küçükken de böyleydi. Birlikte uyumak ve bana çok sarılmak isterdi. Ayy sinir olurdum onun sarılmak istemesine! Sakın değme bana, bana değmeden uyu diyerek onu iterdim. Şimdi düşününce, ne kötüymüşüm! onu düşününce, ne üzmüşüm meğer. Aslında anaç bir yapım var. Şimdi tüm çocuklar çocuğummuş gibi. Empati yeteneğim makro düzeyde. Ömer'in o zaman neler hissedebilmiş olacağını hissediyorum kalbimin en derininde ve çok pişmanım. Ama o zaman ben de çocuktum ve bu kadar geniş hissedemiyordum. Keşke o küçük sarı kafalı çocuğa sarılsaydım, onu üzmeseydim, mahçup etmeseydim, mahzun bırakmasaydım... kıyamam sana ömer!
.

O gün kundakta kucağıma verilen patates kafayla şimdilerde iş, eş, düğün, dernek, siyaset, fikir, mantık, piyasa, felsefe konuşuyoruz.

21/07/2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder